Kıyafetlerin, renklerin, desenlerin, çizgilerin sihirli etkisiyle olduğunuzdan daha ince görünmeye hazır mısınız?
Tek Renk
Tepeden tırnağa tek renk giyinmek; vücudunuzda dengeli bütünlük yaratır. 2011 kış modasının popüler rengi kahverengi; tek renk stiller için idealdir. Özellikle elbise ve çizme kombinlerde tek renk tercih ederek daha ince görünüp, fazlalıklarınızı gizleyebilirsiniz.
Çizgiler
2010 yaz modasının popüler trendlerinden denizci temasıyla içimize işleyen çizgiler; doğru tercihlerle daha ince görünmenizi sağlayacaktır. Ne yapmamız gerektiğini öğrenmeden önce asla yapmamız gerekeni öğrenelim: yatay çizgiler! Kalın ya da ince ayrımı yapmadan enine çizgili kıyafetler sizi olduğunuzdan daha geniş gösterir. Amacımız zaten daha ince görünmekken yatay çizgilerden kesinlikle uzak durmalısınız. Peki, hangi çizgiler melek gibidir? Sizi olduğunuzdan daha ince gösterecek çizgiler kesinlikle ince ve sık dikey çizgilerdir. Özellikle zeminden bir ton açık dikey çizgiler istediğiniz etkiyi yakalamanızı sağlayacaktır.
Koyu Renkler
Biliriz ki siyah, lacivert, gri gibi koyu renkler olduğunuzdan daha ince görünmenizi sağlar. İnce görünmek uğruna, zaten koyu olan mevsim kıyafetlerini daha da karartmamalıyız. Aksesuarların etkili gücü hem kıyafetinizi renklendirir hem de ilgiyi farklı noktalara çekmenizi sağlar. Tepeden tırnağa siyah giydiğinize; ışıltılı, taşlı büyük küpeler takarak ilgiyi yüzünüze çekebilir ya da parlak kırmızı gibi canlı renklerdeki ayakkabılarla ilgiyi ayaklarınızda toplayabilirsiniz.
İç Çamaşırı
İç çamaşırı; en az giyeceğiniz elbise ya da ayakkabı kadar önemlidir. Yanlış iç çamaşırı seçimi tüm fazlalıkları öne çıkarırken, olduğunuzdan daha geniş görünmenize neden olur. Özel anlarınız dışında kalçaları sarmayan g-string, tanga gibi iç çamaşırlarını günlük hayatta tercih etmeyin. Destekleyici özelliğe sahip iç çamaşırı ya da külotlu çoraplar kalçalarınızı toparlayıp daha ince ve dik görünmesini sağlayacaktır. Koyu renk opak çoraplar, topuklu ayakkabılarla desteklendiğinde bacaklarınızın daha ince ve uzun görünmesine yardımcı olacaktır.
31 Aralık 2011 Cumartesi
Fast Food Yememek İçin Sebepler?
Özellikle şehir insanının zamana karşı verdiği mücadele, öğünlerin de hızlı ve pratik olmasına sebep oluyor. Ancak fast food tarzı yemek, vücudunuza neler yapıyor biliyor musunuz?
Fast food ürünler sağlıksızdır çünkü:
Çok yüksek kalori içerir.
Pişirme yöntemleri sebebiyle yağ oranı çok yüksektir.
Çoğu kanserojendir.
Yapımlarında genellikle yağlı et kullanılır.
Özellikle hamburger, adana, urfa, lahmacun gibi ürünler, karışık eten yapıldıkları için, hangi tür et kullandıklarını bilemezsiniz.
Maliyeti azaltmak için çoğunlukla yüksek oranda kuyruk yağı ve iç yağı ilave edilir.
İlave edilen soslar sebebiyle, daha da fazla kalori ve yağ içeriği barındırırlar.
Mönülerde bulunan kola, herhangi bir yararı olmamasına karşın, yüksek enerji içerir.
Rafine karbonhidrat ve basit şeker içeriği çok yüksektir. Bu yüzden kan şekeri çabuk yükselir.
Posa içerikleri çok düşüktür.
Toplumun yeme hızının ve kültürünün zarar görmesine sebep olur.
Yüksek kolesterol içerdikleri için kan kolesterolünü, dolayısıyla kalp hastalıkları riskini arttırır.
Tek tip beslenmeye yol açacağı için, sebze ve meyve tüketimini düşürür.
Sağlıksız beslenme sonucu vitamin ve mineral eksikliği oluşur.
Çoğunlukla hijyenik olmayan bu gıdalar, zehirlenme riski taşır.
Fast food ürünler sağlıksızdır çünkü:
Çok yüksek kalori içerir.
Pişirme yöntemleri sebebiyle yağ oranı çok yüksektir.
Çoğu kanserojendir.
Yapımlarında genellikle yağlı et kullanılır.
Özellikle hamburger, adana, urfa, lahmacun gibi ürünler, karışık eten yapıldıkları için, hangi tür et kullandıklarını bilemezsiniz.
Maliyeti azaltmak için çoğunlukla yüksek oranda kuyruk yağı ve iç yağı ilave edilir.
İlave edilen soslar sebebiyle, daha da fazla kalori ve yağ içeriği barındırırlar.
Mönülerde bulunan kola, herhangi bir yararı olmamasına karşın, yüksek enerji içerir.
Rafine karbonhidrat ve basit şeker içeriği çok yüksektir. Bu yüzden kan şekeri çabuk yükselir.
Posa içerikleri çok düşüktür.
Toplumun yeme hızının ve kültürünün zarar görmesine sebep olur.
Yüksek kolesterol içerdikleri için kan kolesterolünü, dolayısıyla kalp hastalıkları riskini arttırır.
Tek tip beslenmeye yol açacağı için, sebze ve meyve tüketimini düşürür.
Sağlıksız beslenme sonucu vitamin ve mineral eksikliği oluşur.
Çoğunlukla hijyenik olmayan bu gıdalar, zehirlenme riski taşır.
Tırnaklara 5 Kış Rengi
Bu kış tırnaklarımız hangi renk olmalı? Kış sezonu oje trendlerine göre tırnaklarımızı yeniden renklendirelim!
1- Gri ve mor renk ile dikkat çekici tırnaklara sahip olabilirsiniz. Essie'nin soft moru hoşunuza gidebilir.
2- Metalik renkler ile tırnaklarınız ışıltılı görünebilir. "Sephora by OPI's Rocker Chic Collection"unda yer alan metalik oje size hava katacak.
3- Kırmızı kala trend. Dior Vernis, Sally Hansen'nin Feeling Saucy gibi ürünleri çok ideal seçimler olabilir.
4- Yeşil ve mavi karışımı bir ton kış için öneriliyor. Butter London'ın Victoriana'sı bu rengi güzel yansıtan bir ürün. Ayrıca, Essie Sew Psyched, MAC'in Venomous Villain ojeleri de tercih edilebilir.
5- Toprak tonlarını sevenlere müjde, bu kış kahverengi de çok moda. Sally Hansen koleksiyonunda Wet Clay, Essie'nin Little Brown Dress önerilen ürünler arasında yer alıyor.
1- Gri ve mor renk ile dikkat çekici tırnaklara sahip olabilirsiniz. Essie'nin soft moru hoşunuza gidebilir.
2- Metalik renkler ile tırnaklarınız ışıltılı görünebilir. "Sephora by OPI's Rocker Chic Collection"unda yer alan metalik oje size hava katacak.
3- Kırmızı kala trend. Dior Vernis, Sally Hansen'nin Feeling Saucy gibi ürünleri çok ideal seçimler olabilir.
4- Yeşil ve mavi karışımı bir ton kış için öneriliyor. Butter London'ın Victoriana'sı bu rengi güzel yansıtan bir ürün. Ayrıca, Essie Sew Psyched, MAC'in Venomous Villain ojeleri de tercih edilebilir.
5- Toprak tonlarını sevenlere müjde, bu kış kahverengi de çok moda. Sally Hansen koleksiyonunda Wet Clay, Essie'nin Little Brown Dress önerilen ürünler arasında yer alıyor.
Cilt Bakımında Temel Kurallar !
Yağlı, karma, normal, kuru, hassas… Hangi cilt tipine sahip olursanız olun sağlıkla parlayan cilt için günlük bakımınıza önem vermeli, derinlemesine temizliği sağlamalısınız.
Temel cilt bakım kurallarıyla aynaya baktığınızda göreceğiniz pırıltılı cildin keyfini yaşayabilirsiniz.
Temizleme
Cilt sağlığını korumanın, var olan sorunları gidermenin en önemli adımı cilt temizliğidir. Bilirsiniz ki gece uyumadan önce mutlaka ciltteki makyaj temizlenmelidir. Gece cilt temizlemenin önemi; cilt hücrelerinin yenileniyor olmasıdır. Makyaj kalıntıları, hava kirliliği gibi nedenlerle tıkanan cilt gözenekleri temizlenmezse akne, sivilce, siyah nokta, mat görünüm, kuruma gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle gece uyumadan önce cildinize uygun bir ürünle mutlaka temizlemelisiniz.
Sabah uyandığınızda cilt yüzeyinizde yağ tabakası olduğunu hissedebilirsiniz, özellikle karma ya da yağlı cilde sahipseniz alın, burun ve çene bölgelerinden yağdan kaynaklanan parlama görebilirsiniz. Gün boyunca nefes alan bir cilde sahip olmak, makyaj yapıyorsanız pürüzsüz ve kalıcı olması için güne başlarken cildinizi mutlaka temizlemelisiniz.
Gerdirme
Cildinizde kalan temizleyici kalıntılarını arındırmak, nefes almasını sağlamak ve cilt gözeneklerini sıkıştırmak için tonik gibi gerdirici ürünleri tercih etmelisiniz. Tonikler; daha sıkı daha temiz bir cilde sahip olmanıza yardımcı olur.
Nemlendirme
Cilt tipiniz ne olursa olsun mutlaka nemlendirilmeye ihtiyacı vardır. “Yağlı cildim var, kreme ihtiyacım yok” diye düşünmemelisiniz, cildinizin PH dengesini düzenlemek için günlük bakımınızda nemlendirici kreme yer açmalısınız.
Nemlendirmeyi sadece kremlerle değil içerden destekleyerek su ile yapmalısınız. Günde en az 1,5 litre su içerek hem vücut hem de cilt sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Arındırma
Cildinizdeki mat ya da kuru görünümü ortadan kaldırmak için arındırmaya ihtiyacınız vardır. Haftada bir kez peeling ürünü ile cildinizdeki ölü derileri yok edebilir, parlak ve canlı bir cilde sahip olabilirsiniz.
Kolayca uygulayabileceğiniz toz şeker peelingi ile ekonomik ve garantili çözümle cildinizi ödüllendirebilirsiniz.
Malzemeler,
1 çay kaşığı toz şeker
1 damla su
Hazırlanışı ve Uygulaması,
Toz şeker ve suyu karıştırın.
Göz alt ve dudak çevresi hariç tüm bölgeye karışımı sürün.
Parmak uçlarınızla yukarı doğru hareketlerle nazikçe bastırarak yedirin.
Yüzünüzü ılık suyla durulayıp iyice kurulayın.
Temel cilt bakım kurallarıyla aynaya baktığınızda göreceğiniz pırıltılı cildin keyfini yaşayabilirsiniz.
Temizleme
Cilt sağlığını korumanın, var olan sorunları gidermenin en önemli adımı cilt temizliğidir. Bilirsiniz ki gece uyumadan önce mutlaka ciltteki makyaj temizlenmelidir. Gece cilt temizlemenin önemi; cilt hücrelerinin yenileniyor olmasıdır. Makyaj kalıntıları, hava kirliliği gibi nedenlerle tıkanan cilt gözenekleri temizlenmezse akne, sivilce, siyah nokta, mat görünüm, kuruma gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle gece uyumadan önce cildinize uygun bir ürünle mutlaka temizlemelisiniz.
Sabah uyandığınızda cilt yüzeyinizde yağ tabakası olduğunu hissedebilirsiniz, özellikle karma ya da yağlı cilde sahipseniz alın, burun ve çene bölgelerinden yağdan kaynaklanan parlama görebilirsiniz. Gün boyunca nefes alan bir cilde sahip olmak, makyaj yapıyorsanız pürüzsüz ve kalıcı olması için güne başlarken cildinizi mutlaka temizlemelisiniz.
Gerdirme
Cildinizde kalan temizleyici kalıntılarını arındırmak, nefes almasını sağlamak ve cilt gözeneklerini sıkıştırmak için tonik gibi gerdirici ürünleri tercih etmelisiniz. Tonikler; daha sıkı daha temiz bir cilde sahip olmanıza yardımcı olur.
Nemlendirme
Cilt tipiniz ne olursa olsun mutlaka nemlendirilmeye ihtiyacı vardır. “Yağlı cildim var, kreme ihtiyacım yok” diye düşünmemelisiniz, cildinizin PH dengesini düzenlemek için günlük bakımınızda nemlendirici kreme yer açmalısınız.
Nemlendirmeyi sadece kremlerle değil içerden destekleyerek su ile yapmalısınız. Günde en az 1,5 litre su içerek hem vücut hem de cilt sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Arındırma
Cildinizdeki mat ya da kuru görünümü ortadan kaldırmak için arındırmaya ihtiyacınız vardır. Haftada bir kez peeling ürünü ile cildinizdeki ölü derileri yok edebilir, parlak ve canlı bir cilde sahip olabilirsiniz.
Kolayca uygulayabileceğiniz toz şeker peelingi ile ekonomik ve garantili çözümle cildinizi ödüllendirebilirsiniz.
Malzemeler,
1 çay kaşığı toz şeker
1 damla su
Hazırlanışı ve Uygulaması,
Toz şeker ve suyu karıştırın.
Göz alt ve dudak çevresi hariç tüm bölgeye karışımı sürün.
Parmak uçlarınızla yukarı doğru hareketlerle nazikçe bastırarak yedirin.
Yüzünüzü ılık suyla durulayıp iyice kurulayın.
Sadece Meyve Kilo Verdirmez!
Özellikle yaz aylarında başlayan sadece meyve yiyerek kilo verme isteği, sonbaharda da kendi gösterir. Ancak bu bir hatadır.
Tüm gün yemek yerine meyve yemek, az kalori almaya çalışmaktır. Oysa gün boyu tüketilen meyve, günlük almanız gereken kaloriyi karşılamaya fazlasıyla yetebilir. Böylece kilo verme hayalleri suya düşer.
Meyveler, içeriğindeki karbonhidratın türü basit olması sebebi ile daha bilinçli tüketilmelidirler. Basit şeker içeren besinler, kan şekerini hızla yükseltip, hızla düşüren etkiye sahiptirler. Bu yüzden meyvelerin glisemik indeksi göz önünde bulundurulmalıdır.
İncir, muz, karpuz, kavun ve üzüm gibi meyvelerin glisemik indeksi diğerlerine oranla daha yüksektir ve bu yüzden daha çabuk acıkmanıza sebep olurlar. Elma, armut, şeftali gibi meyveler ise glisemik indeksi düşük olanlardır. Glisemik indeksi yüksek olan meyveleri tüketirken, miktarını iyi ayarlamak gerekir. Meyvelerin, sıklığını ve miktarını doğru ayarladığınız takdirde, vücuda çok faydası vardır.
Meyveler gereksiniminden fazla tüketildiğinde, fazla enerji alımına sebep olacağından, kilo kontrolüne ters etki yapabilirler. İçeriğinde bulunan fruktoz denilen meyve şekeri, meyve fazla yendiğinde, kilo alımına sebep olur.
Bir kişinin günde yemesi gereken meyve miktarı, 3-5 porsiyona arasında değişir. Bu porsiyonları gün içinde öğünlere dağıtmak gerekir. Çocuklarda ve büyüme çağında, günde en az 3 porsiyon tüketilmesi gereklidir.
Ana öğünlerde tüketilen meyvelerin yanında proteinli bir besinin olması tek başına meyve tüketimine oranla, besin öğelerini içermesi açısından sağlıklıdır. Bir porsiyon meyvenin oranı şöyle açıklanabilir:
1 küçük boy elma, şeftali, armut veya
1 çay bardağı kiraz, erik, çilek
Kavun ve karpuzda ise, 2 parmak kalınlığında kesilmiş ince bir dilimdir.
Bitki çayına rağbet arttı
Muş'ta 55 yıldır bu işi yapan mağaza sahibi Hilmi Oflas, bilinçli vatandaşların, soğuk algınlığına yakalanmamak için tedbir amaçlı grip aşısı olduklarını ya da bitki çayını ya da özellikle uçgun kökünü kullandıklarını söyledi.
Baba mesleğini devam ettiren Sağlık Bakanlığı onaylı aktarlık belgesi de olan oğlu Yain Oflas ise gribal enfeksiyonlarda, bitki çayını; bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde, bronşit, astım, nefes darlığı, öksürük, ses kısıklığı ve solunum sistemi rahatsızlıklarında koruyucu olarak kullandıklarını dile getirdi.
samanyoluhaber
Kivinin faydaları saymakla bitmiyor
Vücudu ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Nezle ve grip gibi soğuk algınlıklarına iyi gelir. Nefes açıcı etkisi ile astımlılara faydalıdır.
Başta göğüs kanseri olmak üzere, kanser oluşumuna ve ilerlemesine karşı koruyucudur. Kan basıncını dengeler. Tansiyonu ve kandaki kolesterol oranını düşürür. Karaciğeri çalıştırır ve kanı temizler. Kansızlığa ve mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Yaşlanmanın ciltteki belirtilerini azaltır.
Başta göğüs kanseri olmak üzere, kanser oluşumuna ve ilerlemesine karşı koruyucudur. Kan basıncını dengeler. Tansiyonu ve kandaki kolesterol oranını düşürür. Karaciğeri çalıştırır ve kanı temizler. Kansızlığa ve mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Yaşlanmanın ciltteki belirtilerini azaltır.
30 Aralık 2011 Cuma
Sürekli ilaç, migrene çare değil
İlaç tedavileri ile migren ataklarının sıklığı azaltılıp, hafif atlatılması sağlanabiliyor.
Fakat bazen ağrılar sık tekrarladıkça sürekli alınan ilaçlar çözüm olmuyor. Doktorsitesi.com'un uzmanlarından Nörolog Dr. Emel Gökmen, özellikle ilaçlara cevap alınamayan hastalarda etkin tedavi yöntemlerinin ise nöral terapi ve akupunktur olabileceğini söylüyor.
Gökmen, migrenin belirtilerini şu şekilde sıralıyor: "Yarım baş ağrısı, bulantı-kusma, ışık ve ses hassasiyeti çok bilinen yakınmalardır. Ancak her zaman yarım baş ağrısı olmayabilir. Ancak ağrının kişiyi işinden alıkoyacak şiddette olması önemlidir. 3-4 saatten 3 güne kadar süren ataklar mevcuttur."
Zaman
Fakat bazen ağrılar sık tekrarladıkça sürekli alınan ilaçlar çözüm olmuyor. Doktorsitesi.com'un uzmanlarından Nörolog Dr. Emel Gökmen, özellikle ilaçlara cevap alınamayan hastalarda etkin tedavi yöntemlerinin ise nöral terapi ve akupunktur olabileceğini söylüyor.
Gökmen, migrenin belirtilerini şu şekilde sıralıyor: "Yarım baş ağrısı, bulantı-kusma, ışık ve ses hassasiyeti çok bilinen yakınmalardır. Ancak her zaman yarım baş ağrısı olmayabilir. Ancak ağrının kişiyi işinden alıkoyacak şiddette olması önemlidir. 3-4 saatten 3 güne kadar süren ataklar mevcuttur."
Zaman
Menopoz gözleri de kurutuyor
Soruna erken müdahale edilmezse kalıcı görme bozuklukları ve ciddi enfeksiyonlar gelişebilir.
Gözyaşı bezlerinin androjen ve ostrojen hormonlarından direkt olarak etkilendiğini söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Melike Gedar, göz kuruluğu yaşayan 10 hastadan 6’sının kadın olduğunu belirtti.
Gedar, “Kadınlarda bulunan erkeklik hormonu androjen, gözyaşı bezlerinin çalışmasında ve gözyaşı üretiminde önemli bir rol oynuyor. Androjen de menopoz döneminde kadınlık hormonu ostrojen gibi azalıyor. Bu durum ise gözyaşı bezlerinin çalışmasını ve gözyaşı üretiminin yavaşlamasına neden oluyor” dedi.
Menopoza giren kadınların yüzde 10’unun göz kuruluğu tedavisi gördüğünü, ancak pek çok kadının ise farkında olmadan bu sorunu yaşadığını ifade eden Op. Dr. Gedar, menopoz tedavisinde kullanılan ilaçların da göz kuruluğunu tedavi edemeyeceğini dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “ Menopoz tedavisinde kullanılan ilaçların içerisinde ostrojen oluyor, ancak androjen hormonu bulunmuyor. Bu nedenle bu tip tedavilerin göz kuruluğunun tedavisinde hiçbir etkisi olmuyor.”
KALICI GÖRME SORUNLARININ NEDENİ
Gözde yanma, batma, kızarıklık gibi belirtilerin gözyaşı azalmasının habercisi olabileceği konusunda uyarıda bulunan Op. Dr. Gedar, göz kuruluğu sorununun erken tedavi edilmediği durumlarda kalıcı görme bozukluklarına ve sık göz enfeksiyonuna neden olabileceğini anlattı. Artrit gibi romatizmal hastalığı olan, tiroid hastalığı olan, antidepresan ve hipertansiyon ilaçları kullanan, lazer göz operasyonu geçiren kadınların özellikle menopoz döneminde göz kuruluğu sorununu artabileceğini açıklayan Op. Dr. Gedar, “Bu tedavileri gören hastalarımızı, ilgili branştaki hekimlerinin de kontrolünde göz kuruluğu yapmayan ilaçları tavsiye etmelerini öneriyoruz’ dedi.
SIK SIK GÖZ KIRPIN, CEVİZ TÜKETİN
Göz kuruluğunun, çoğu zaman suni gözyaşı damlası ve omega 3 içeren vitamin desteği ile çözülebileceğini ancak eğer kuruluk sorunu ilerlemişse gözyaşı kanallarını silikon tıkaçlarla tıkadıklarını dile getiren Op. Gedar, gözyaşı azalması sorunu yaşayan kişilerin kırmızı et ve kurutulmuş yiyecekleri azaltmalarını; omega 3 içeren somon, ceviz gibi yiyecekleri tüketmelerini önerdi. Op. Dr. Gedar sözlerine şöyle devam etti:
“Gözyaşı kuruluğu yaşayan kişilerin ilaçlarının yanı sıra koruyucu gözlük kullanmaları gerekebilir. Suni gözyaşı damlası ve vitamin desteğinin tedavide yeterli olmadığı hastalarda siklosporin içeren ilaçlarla bir ya da iki yıllık bir tedavi ile sorun çözülebilir. Göz kuruluğu sorunu yaşayan kişilerin bol su içmeleri, gözlerini ovalamamaları, ağır makyaj yapmamaları, sigara ve dumandan uzak durmaları gerekiyor. Bunun yanında bilgisayar kullanımını sınırlamak ve gözleri sık kırpmak önemli.”
2 günde 4 kilo verdiren yöntem
İngiltere'nin Manchester Üniversitesi'nde yürütülen araştırmalarda, haftada iki gün karbonhidrat tüketmeyerek kilo vermenin daha sağlıklı bir yol olduğu ortaya kondu.
115 kadın katılımcı üç gruba ayrıldı, her gruba farklı beslenme düzeni uygulandı. Bir grup, haftanın iki günü 650 kaloriyi geçmeyecek şekilde tüm karbonhidratlardan uzak, kalan beş gün ise miktar fark etmeksizin sağlıklı besinler tüketerek beslendi. Üç ayın sonunda, ilk iki gruptaki katılımcıların dört kilo verdikleri; klasik diyet uygulayanların 2.4 kilo verdikleri görüldü. Uzmanlar, haftanın iki günü karbonhidrat tüketmemenin doğal olarak az yemeyi sağladığını açıkladı.
Güzelliğe giden yol mutfaktan geçer
Organik kozmetik diye bir kavram yerleşti dilimize. Tadına bakmak isteyen çıkar mı bilinmez ama 'yenilebilir' iddiasındaki kremler, temizleme sütleri hatta kapatıcılar çıkıverdi ortaya. Ancak "yemek de yaparım krem de" diyen hamarat hanımların imdadına güzellik uzmanlarının reçeteleri yetişiyor.
İşte evinizde hazırlayabileceğiniz pratik tariflerden birkaçı...
Ellerdeki kırışıklığı gideren solüsyon
Malzemeler: 30 ml havuç suyu, 30 ml salatalık suyu, 40 ml limon suyu, 40 ml portakal suyu, 50 ml gülsuyu, 10 ml gliserin. Bütün malzemeleri karıştırarak cam bir şişeye aktarın. Her gün ellerinize sürerek 30 dakika bekletin. Daha sonra durulayın. Buzdolabında 1 hafta saklayabilirsiniz.
Cilt lekelerini gideren maske
Malzemeler: 1 tatlı kaşığı elma sirkesi, 1 çay kaşığı limon suyu, yarım su bardağı su. Bütün malzemeleri karıştırın. Koyu renkli cam bir şişeye karışımı aktarın. Buzdolabında 2 hafta saklayabilirsiniz. Her gece lekeli bölgeye sürün. 3 ay düzenli kullanılmalı.
Doğal deodorant
Malzemeler: 10 ml bitkisel gliserin, 10 ml maden suyu, 10 ml gülsuyu, 2 damla karanfil uçucu yağı, 2 damla yasemin uçucu yağı. Bütün malzemeleri karıştırın. Spreyli bir cam şişeye aktarıp, ihtiyaç duydukça kullanabilirsiniz.
Temizleyici losyon
Malzemeler: 10 ml soya yağı, 10 ml Hint yağı, 20 ml tatlı badem yağı, 30 ml zeytinyağı, 5 damla gül yağı. Bütün malzemeleri karıştırın. Cam bir şişeye boşaltın. Sabah akşam cilt temizliğinde kullanabilirsiniz.
Yağlı ciltler için maske
Malzemeler: 1 yumurta akı, 1 çay kaşığı çam balı, 3-4 damla limon suyu. Yumurta akıyla çam balı çırpılır. Üzerine 2-3 damla limon suyu eklenir. Ciltte 10-15 dakika bekletilip ılık suyla yıkanır. 15 günde bir uygulamanız yeterli.
Kuru ciltler için nemlendirici
Malzemeler: 100 ml su, 2 gram yeşil çay, 1 yumurta sarısı, 5 gram bal, 10 ml bitkisel gliserin.
Suyu kaynatarak cam bir bardaktaki yeşil çayın üzerine dökerek demleyin. 15 dakika sonra tülbentle süzün. Ayrı bir kapta yumurta sarısı ve balı çırpın, gliserini de ekleyerek karıştırın. Süzdüğünüz yeşil çayı azar azar üzerine ekleyin. Bu karışım buzdolabında 10 gün dayanıyor.
Sıkılaştırıcı tonik
Malzemeler: 1 tutam ıhlamur, 1 tutam kekik, 200 ml su, 1 tatlı kaşığı gülsuyu, 1 tatlı kaşığı elma sirkesi. Su kaynatılır, bir porselen demliğe aktarılır, ıhlamur ve kekik içine konulup 10 dakika demlenir. Daha sonra içine gülsuyu ve elma sirkesi ilave edilir. Karışımın raf ömrü buzdolabında 10 gün. Sabah-akşam bir pamuk yardımıyla (göz çevresi hariç) cildinize sürün.
Beyazlayan saçları eski rengine döndürmek için
Malzemeler: 30 ml havuç tohumu yağı, 20 ml ceviz yağı, 10 ml ısırgan tohumu yağı, 10 ml çörekotu yağı. Bütün malzemeleri karıştırarak koyu renkli cam bir şişeye boşaltın. Haftada en fazla 2 kez saç diplerine masaj yaparak uygulayın. Uygulamadan sonra saçlarınızı doğal bir şampuan veya zeytinyağlı bir sabunla yıkamanız formülün etkisini güçlendirir.
Dudak koruyucu krem
Malzemeler: 3 yemek kaşığı tatlı badem yağı, 1 yemek kaşığı balmumu, 1 yemek kaşığı bal. Badem yağı ve balmumu benmari usulü eritilir. Ardından bal eklenerek cam şişeye boşaltılır. Kuruma ve çatlamayı önlemek için dudaklarınıza sürebilirsiniz. Buzdolabında 15 gün saklanabilir.
(Zaman/Seda Sakacı-Sade güzellik)
Kadınlara kış makyajı önerisi
Kış aylarında gelen soğuk havanın etkisi ile cildin solgun görünebileceğini belirten Özdemir, “Kış aylarında kalıcılığı sağlamak için kolay uygulanabilen kozmetik ürünler uygulanmalı. Öncelikle cilt nemlendirilmeli. Ten rengi ile yakın renkte fondöten uygulanmalı” dedi.
Yüzü daha aydınlık göstermek isteyen bayanların hafif pembe allıkla yüzünü aydınlatabileceğini dile getiren Özdemir şunları söyledi:
“Göz kapaklarına pudra rengi,sedefli bir far sürülebilir. Göz kapaklarının üzerine şeftali tonlarından gölgeler ile göz kapakları hareketlendirilebilir. Kirpiklere uygulanan rimeli 2 kat uygulamak yararlı olacaktır. Dudaklara da açık renkli bir ruj ve parlatıcı sürülmelidir”
ÇATLAK DUDAKLARA TAVSİYE
Hava değişiminden dolayı çatlayan dudakların kötü görüntüsünün engellenmesi için 3 kısa adım uygulanabileceğini ifade eden Özdemir çatlak dudaklar için şu tavsiyede bulundu: “Önce yumuşak bir diş fırçasıyla hafifçe bastırarak dudaklarınızı fırçalayın sonra vazelini parmak uçlarınızla dudaklarınıza sürün. Son adım olarak dudaklarını canlı gösterecek pembe tonlarında ruj ya da dudak parlatıcısı uygulayın"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)